Onko Koçsel Proses Akışının Tasarımında Tam İzolasyonlu Sistemleri Tercih Etti!



Onko Koçsel Ar-Ge Merkezinde, alanında uzman ve tecrübeli eczacılar, kimyagerler, kimya mühendisleri ve teknisyenlerinden oluşan ekibin; jenerik, süperjenerik ve biyobenzer ilaç araştırma-geliştirme çalışmalarını, ülkemizin ilk ve tek, dünyada ise sayılı modern teknoloji kapalı sistem laboratuvarlarında izole cihaz ve ekipmanlarda büyük bir yetkinlikle yürüttüğünü kaydeden S. Tuğba Koç, fabrika ziyaretimizde sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle okuyucularımız için kısaca şirketinizin yapılanmasını ve yakın dönem iş gündeminizi anlatmanızı rica ediyoruz.

Firmamız 1987 yılında kuruldu. İlaç sektöründeki ilk hizmetimiz kan ürünlerini ülkemizde piyasaya sunarak başladı. 1995 yılında kardeş bir kuruluşumuz olan Koçsel İlaç faaliyete geçti. Şu anda OnkoKoçsel İlaçları olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu süreç içerisinde hızlı büyümeye yöneldik ve ülkemizde olmayan niş marketlere girdik. Bunlardan bir tanesi de onkolojiydi. Çok doğru bir alan üzerinde durduğumuza değinmemiz gerekiyor. Çünkü kanser hastalıkları ülkemizde gittikçe artış gösterdi. İlaç anlamında firmamız öncü durumdaydı. Çünkü ürün gamımızda bu terapötik alanlara yönelik çok sayıda ilaç vardı, ayrıca bu ilaçların pazarlama stratejisine de hakimdik. Daha sonra 2010 yılına yaklaşırken ülkemizde sağlık politikasına yönelik yapılan bazı reformlarla birlikte yerelleşmeye önem verildi. Bu durum günümüzde de devam ediyor. Bu yüzden biz de 2010 yılında bu doğrultuda Türkiye'de onkolojiye yönelik bir fabrika kurmaya karar verdik. Fabrika yatırımımıza başlamadan önce ihracatı öncelikli hedefimiz olarak belirledik. Bu hedefimizi gerçekleştirmek için alanında tecrübeli Amerikalı danışmanlarla çalışarak her iki tesisimizi de hem USFDA hem de EMA'nın güncel standartlarına uygun tasarlayıp inşa ettik. 2014-2015 yıllarında iki ayrı üretim tesisini faaliyete geçirdik. Bu tesislerimizde onkoloji, steri likit, onkoloji nonsteril katı ve non-onkoloji steril likit ürünlerin üretimlerini yapıyoruz. Üretim makinalarının seçiminde ve proses akışının tasarımında modern teknoloji neslinden Dünya'daki en üst ilaç üretim teknolojisi olan tam izolasyonlu sistemleri tercih ettik. Böylece, çevreye ve insana değer veren, kaliteli, verimli ve etkin üretim sistemlerini ülkemize ilk defa kazandırmanın mutluluğunu yaşadık. Mevcut üretim kapasitemiz oldukça yüksek hatta Ülkemizin özellikle onkoloji alanındaki bütün ihtiyacını karşılayabilecek yeterliliktedir. Bizim öncelikli amacımız; Türkiye'de hem bilimsel hem de teknolojik anlamda kısıtlı ya da hiç üretimi olmayan ve hayati önem taşıyan katma değeri yüksek (Ülkemizin ortalama ihracat değeri yaklaşık 1,5 USD/ kg iken ilaç ihracatının ortalama ihracat değeri yaklaşık 30 USD/ kg'dır.) ilaçları ülkemizde en yüksek kalite standartlarında üretmek ve ürünlerimizi küresel pazarlara ihraç ederek hem cari açığımızı azaltmak hem de ülkemizi dünyada gururla temsil etmektir. Ülkemizdeki ilaç pazarına ithal-imal ilaçlar açısından bakılacak olursa bu alandaki eksikliğimizin farkına daha iyi varabiliriz. 2018 yılında ithal ürünler 0,38 milyar kutu satışı ile 16,03 milyar TL ciro yapmıştır. Aynı yıl imal ürünler 1,92 milyar kutu satışı ile 14,91 milyar TL ciro yapmıştır. Onkolojinin 2018 yılında %12,8 pazar payıyla en yüksek paya sahip olan tedavi grubu olduğu ve onkoloji ilaçlarının %90'dan fazlasının ithal olarak getirildiği düşünülürse bu alandaki yerlileştirme çalışmalarının Ülkemize sağlayabileceği sosyoekonomik faydaların ne kadar büyük olabileceğini görebiliriz. Yerli ve milli ilaç üretimi ve ihracatı, cari açığımızı azaltmanın yanı sıra nitelikli ve sürdürülebilir istihdam sağlayarak ilaç gibi stratejik bir sektörde yurt dışına bağımlılığı ortadan kaldıracaktır. İhracatımızın artmasıyla karlılığımızı da artırmayı ve her zaman yaptığımız gibi karımızı inovasyon odaklı Ar-Ge ve Üretim yatırımlarına yönlendirip Ülkemize ilkleri kazandırmaya devam etmeyi hedefliyoruz. Yerli ve milli ilaç üretimi ve ihracatı, cari açığımızı azaltmanın yanı sıra nitelikli ve sürdürülebilir istihdam sağlayarak ilaç gibi stratejik bir sektörde yurt dışına bağımlılığı ortadan kaldıracaktır. İhracatımızın artmasıyla karlılığımızı da arttırmayı ve her zaman yaptığımız gibi karımızı inovasyon odaklı Ar-Ge ve Üretim yatırımlarına yönlendirip Ülkemize ilkleri kazandırmaya devam etmeyi hedefliyoruz. OnkoKoçsel'de hali hazırda 300'den fazla personel çalışmaktadır.

Markanız ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdı? Hangi başarılara imza attı?

Onkoloji alanında Türkiye'de bir ilki gerçekleştirip tam izolasyonlu ileri farmasötik üretim teknolojilerini tesislerimizde uygulamaya geçirdik. Onko Koçsel, bu teknolojik altyapıya sahip Ülkemizde ilk ve tek, dünyada ise 14. üretim tesislerine sahiptir. Tesislerimizde, Ülkemizde daha önce üretilmeyen ürünleri, formları modern teknolojileri kullanarak üretip insanlığın hizmetine sunmaktan büyük gurur duyuyoruz. Kalite sistemimiz ve modern teknolojik altyapımızdan aldığımız güçle, Avrupa GMP sertifikasını ilk denetimde bütün üretim hatları için hiçbir majör bulgu olmaksızın almayı başardık. Avrupa GMP sertifikalı tesislerimizle hem kendi geliştirdiğimiz ürünlerimizi yurtdışına, özellikle Avrupa Birliği, satmaktayız hem de Avrupa Birliği ülkeleri için fason üretim hizmeti vermekteyiz. Bulgaristan ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ofislerimizle küresel pazarlara açılma stratejimize yeni bir soluk getirdik Onkoloji alanında hem ürün hem de hizmet ihracatı yapabilen ilk Türk firmasıyız. Avrupa GMP sertifikamız, fason üretim hizmeti verdiğimiz yerli ilaç firmalarının ihracat pazarlarını genişletmelerine ve bu pazarlara daha kolay erişmelerine destek olmaktadır. Ayrıca Ar-Ge Merkezimiz de onkoloji alanında Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı GMP onayına sahip ilk ve tek Ar-Ge merkezidir. Böylece yetim hastalıklar, nadir veya çok nadir hastalıkların tedavileri için gereken ilaçları üretim bütün dünyadaki hekimlerin ve hastaların hizmetine sunabilmekteyiz. İlaçta üretimin yerelleşmesi için Devletimizin belirlediği hedeflere uygun olarak, daha önce Ülkemize ithal olarak getirilen orijinal ürünlerin bazılarının üretimlerini kendi tesislerimizde fason olarak yapmaya başlayıp hem yerelleşme hedefine katkıda bulunmayı hem de ilaçtaki cari açığımızı düşürmeyi başardık. Bu bağlamda pek çok uluslararası ilaç firmasının onaylı tedarikçisi olmak için denetlendiğimizi ve başarıyla denetimleri geçirdiğimizi belirtebilirim.

Yeni üretim hattı, Ar-Ge, tesis yada teknoloji yatırımı kararı nasıl veriliyor? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız ya da atacaksınız?

Sağlık, özellikle de ilaç, alanında dünyadaki gelişmeleri, trendleri ve güncel uygulamaları yakından takip ederek hangi hastalıkların tedavisi için hangi ilaçların ve/veya tedavi yöntemlerinin geliştirildiği dikkatle değerlendiriyoruz. Bu ilaçların etki mekanizmaları, fayda/risk oranları, geliştirme aşamalarında gerçekleştirilen ön-klinik ve klinik çalışmalarda elde edilen sonuçlar, mevcut tedavi seçenekleriyle kafa kafaya kıyaslamalı çalışmalar vb. gibi verileri alanında uzman takım arkadaşlarımızla birlikte değerlendirip orta ve uzun vadede en etkili tedaviyi sağlayacak ilaçlar ve/veya tedavi yöntemlerini belirliyoruz. Bahsettiğim ilaçları fikri sınai haklar (özellikle patent) açısından da değerlendirdikten sonra orta-uzun vadede geliştirmeyi hedeflediğimiz ilaçları belirlemiş oluyoruz. Hedefimizi belirledikten sonra bu hedefleri gerçekleştirebilmemiz için gereken altyapı ve insan kaynağı gereksinimleri ile mevcut imkanlarımızı kıyaslayıp herhangi bir yatırım, insan kaynağına, üretim veya Ar-Ge'mize, ihtiyacı olup olmadığını belirlemiş oluyoruz. Yatırım ihtiyacımız netleştikten sonra bu konuda ilgili teknik departmanlarımız harekete geçip gerekli süreçleri tamamladıktan sonra yatırımın fizibilitesini hesaplıyoruz. Ülkemizin ihtiyaçları ve Devletimizin teşvik uygulamalarını da dikkate alarak yatırım planımızı yapıyoruz. Devletimizin verdiği teşviklerden gayet memnun olduğumuzu belirtmem gerekiyor. Bununla birlikte teşviklere daha kolay erişim sağlanması ve verilecek teşviklerin daha geniş kapsamlı olması gerektiği gibi bazı önerilerimizin de olduğunu belirtmem gerekiyor. Özellikle ciddi bir cari açık verdiğimiz ilaç gibi stratejik bir sektöre verilecek teşviklerin bu sektörün dinamiklerine uygun olarak tasarlanması ve uygulanması gerektiğini söylemek isterim. Yakın zamanda tesislerimize verimliliğimizi arttırmak, maliyetlerimizi düşürmek ve üretim kapasitemizi arttırmak amacıyla yeni yatırımlar yaptık. İlerleyen zamanlarda özellikle biyoteknolojik ürünlerle ilgili yeni yatırımlar yapmayı hedefliyoruz. Yeni yatırımlarımız ile ilgili maalesef daha fazla detayı şu anda sizinle paylaşamayacağım ancak Onko Koçsel olarak her zaman yaptığımız gibi ülkemize ilkleri kazandırmaya devam edeceğiz.

Fabrikanızda; hammadde girişinden, tasarım ve Ar-Ge çalışmalarına, oradan sevkine kadar olan üretim süreçlerini anlatır mısınız?

Onko Koçsel olarak geliştireceğimiz bütün ürünlerin mümkün olan en yüksek kalite standartlarına uygun şekilde üretilmesi amacıyla Ar-Ge aşamasında bütün çalışmalarımızı QbD (Quality by Design) ve DoE (Design of Experiments) gibi araçları kullanılarak yürütüyoruz. Ar-Ge'de çalıştığımız bütün ürünlerimizi EMA, USFDA ve ICH kılavuzlarına ve yönetmeliklerine uygun olacak şekilde geliştiriyoruz ve sonuçta ortaya çıkarttığımız ruhsat başvuru dosyalarımızı ihracat amaçlı ruhsat başvurularında rahatlıkla kullanabiliyoruz. Ar-Ge Merkezimizde, alanında uzman ve tecrübeli eczacılar, kimyagerler, kimya mühendisleri ve teknisyenlerinden oluşan ekibimizle, jenerik, süperjenerik ve biyobenzer ilaç araştırma-geliştirme çalışmalarını Ülkemizde ilk ve tek, dünyada ise sayılı modern teknoloji kapalı sistem laboratuvarlarımızda izole cihaz ve ekipmanlarda büyük bir yetkinlikle yürütüyoruz. ArGe'miz olması gerektiği gibi göz bebeğimiz. Ar-Ge Merkezimizde anlattığım çalışmaları yürütürken çok değerli üniversitelerimiz ve öğretim üyelerimizin yanı sıra TÜBİTAK gibi saygın kurumlarımızla da ortak çalışmalar yürütüyoruz. Bazı projelerimizde yerli veya yabancı şirketlerle ortak araştırmageliştirme faaliyetleri de yapıp hem Ulkemize yeni teknolojiler ve ürünler kazandırıyoruz hem de yerli bir ilaç firmasının Ar-Ge Merkezinde böyle çalışmaların başarıyla yapılabileceğini kanıtlıyoruz. Araştırma-geliştirme çalışmaları kapsamında buluşunu yaptığımız yenilikçi ürünlerimiz, formülasyonlarımız ve üretim yöntemlerimiz için hem ulusal hem de uluslararası fazda patent başvurularımızı yapıyoruz ve fikri sinai haklarımızı koruma altına alıyoruz. Tesislerimizdeki bütün faaliyetlerimizi Güncel İyi Üretim Uygulamaları (CGMP) çerçevesinde gerçekleştiriyoruz. Üretim süreçlerimiz öncelikle tedarikçilerin Kalite Sistemimizce değerlendirilmesi ve denetlenmesi ile başlar. Kalite Sistemimizin uygun bulmadığı bir tedarikçiden herhangi bir hammadde/malzeme temin etmeyiz. Tedarikçilerden gelen hammaddeleri alanında uzman ve tecrübeli analitik ekiplerimiz güncel farmakopelere ve ulusal ve uluslararası düzenleyici kuruluşların kılavuzlarına ve yönetmeliklerine göre değerlendiriyor. Sadece analiz sonuçları uygun bulunan tedarikçilerden hammadde temin ediyoruz. Bu şekilde bitmiş ürünlerimizde yer alan hammaddelerden kaynaklanabilecek kalite sapmalarının da önüne geçebiliyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızda, üretim proseslerimizi tekrarlanabilir, güvenilir ve dayanıklı olacak şekilde geliştirip optimize ediyoruz. Üretim proseslerinin geliştirilmesi esnasında Ar-Ge ve Üretim ile ilgili bütün teknik ekibimiz beyin fırtınaları yaparak Ar-Ge'den Üretim alanına proseslerin aktarılması sırasında çıkabilecek olası sorunları daha sorun yaşanmadan değerlendirir ve bunların önlenmesi için gerekli çalışmayı hep birlikte yürütürler. Sürekli iyileştirme prensibimizden hareketle, ürünlerimizin yaşam döngüleri süresince üretim proseslerini düzenli olarak değerlendirip optimizasyon/ iyileştirme gereksinimlerini değerlendiriyoruz. Bir ihtiyaç belirlenmesi durumunda ilgili teknik arkadaşlarımız bir araya gelerek ilgili süreçleri yürütüyorlar. Böylece, ticari olarak ürettiğimiz ürünlerimiz önceden belirlenmiş spesifikasyonlarına uygun ve maksimum verimlilikte üretilebilmektedir. İlaç söz konusu olunca kaliteyi belirleyici faktörlerden birisi de bitmiş ürünlerin stabiliteleridir. Ürettiğimiz bütün ürünlerin belirtilen saklama koşullarında raf ömürleri boyunca stabil kalmaları için ArGe aşamasından itibaren bütün çalışmalarımızı stabiliteyi dikkate alarak yapıyoruz. Hammaddelerin ve ilaçların depolanması sürecini de, Güncel İyi Dağıtım Uygulamaları (CGDP) çerçevesinde yürütüyoruz. Tesislerimizde işlediğimiz ham maddelerimizin bazılarının çok özel saklama ve işleme gereksinimleri olduğu için bu konuda hassasiyetle duruyoruz. Ürettiğimiz ilaçlara, bu ilaçlarla tedavi olacak hastalara ve yakınlarına, bu tedaviyi fedakar çabalarla hastalara sunacak hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarına, OnkoKoçsel ailesinin birer ferdi olan çalışanlarımıza ve bütün insanlık olarak içinde yaşadığımız evimiz olan çevremize duyduğumuz saygıdan ve sevgiden ötürü kaliteden ödün vermeden hizmet vermeye devam ediyoruz ve edeceğiz.

Sıfır duruş ve sıfır hata ile kaliteli üretim adına ne tür metod ve sistemler kullanılıyor? Daha çok hangi otomasyon donanım ve yazılım teknolojilerinden yararlanıyorsunuz? Geriye dönük izlenebilirlik çalışmaları kapsamında neler yapıyor?

İlaç sektörü hata kabul etmeyen bir sektör olduğu için daha önce de bahsettiğim gibi Ar-Ge aşamasında QbD ve DoE gibi araçlar kullanarak üretim proseslerimizin sürekli olarak kaliteli ürün üretecek şekilde geliştirip validasyonlarını tamamlıyoruz. Ürünlerin ticari olarak üretildikleri süre zarfında da üretim kayıtlarını ve proses çıktılarını düzenli olarak gözden geçirip gerekli olduğu durumlarda iyileştirme çalışmalarını yapıyoruz. Hem Ar-Ge'mizde hem de üretim alanlarımızda kullandığımız makinelerimiz kendilerine has yazılımlarla daha önceden belirlenen parametrelere uygun olarak çalıştığı için geriye dönük izlenebilirlik ve ilgili verilere istenildiği zaman ulaşmak bizler için çok kolay. Böylece üretim hatlarımızda insan faktöründen kaynaklanabilecek hataların da önüne geçmiş oluyoruz. Ayrıca izolasyonlu ileri düzey ilaç üretim yöntemlerini uyguladığımız için hem ürünlerimizin kalitesini güvence altına almış oluyoruz hem de Onko Koçsel ailesinin birer ferdi olarak gördüğümüz çalışanlarımızın sağlıklarını korumuş oluyoruz. Fabrikamızda ve Ar-e merkezimizde attığımız her adımın yazılı prosedürü vardır. Yazılı prosedürlere uyum için denetim sürecimiz de mevcut. Bu sayede kişiye bağlı hata olasılığını da minimize etmiş oluyoruz.

Bünyenizde otomasyon ile IT'nin entegrasyonunu nasıl sağlıyorsunuz? Dijitalleşme ve Sanayinin Dijital Dönüşümü vizyonunuz nedir? Varsa pilot uygulamalarınızdan bahseder misiniz?

Bilgi teknolojileri ve otomatik kontrol sistemleri; birbirini tamamlayan, yer yer iç içe geçmiş ve ardışık süreçler olduğu için birisi diğerinden bağımsız düşünülemeyecek sistemlerdir. Biz de henüz tesislerimizin tasarım ve kuruluş aşamasından itibaren bu sistemleri entegre çalışacak şekilde tasarladık ve kurduk. Onko Koçsel İlaçları SAP Projesi, Şubat 2015'te başladı ve plana sadık kalınarak 1 Ocak 2016 tarihinde canlı kullanıma geçti. Şirket çalışanlarımızdan 40 kişi ve 16 kişilik danışman ekibiyle birlikte MM-Malzeme Yönetimi, WM-Depo Yönetimi, PP-Üretim Planlama ve Kontrol, PM Bakım Yönetimi, COPA Karlılık Analizi, CO-Maliyet Muhasebesi ve Kontrol, FI-Mali Muhasebe, SD-Satış ve Dağıtım, QM- Kalite Kontrol, HR-İnsan Kaynakları, BASİS- Sistem Kurulumu modüllerini canlı kullanıma aldık. GMP kritik uygulamalar için tüm dünyada olduğu gibi Türkiye ilaç sektöründe de en çok kullanılan ERP çözümü SAP olduğundan tercihimiz bu yönde oldu. SAP ERP sistemine geçiş sonrasında BusinessObjects raporlama, e-mutabakat, SAP Fiori ile mobil onay projelerini de gerçekleştiriyoruz. SAP BO ve diğer raporlama çalışmalarımız devam ediyor. Endüstri 4.0 perspektifiyle uyumlu bir altyapıyla kurulan üretim tesislerimizde, ürün kalitesinin sürekli öncelikli amacımız olduğunu aklımızdan çıkartmiyoruz. Yaptığımız ve yapacağımız yatırımlarla ürün kalitesini güvenceye alırken mutlak otomasyon teknolojileriyle üretim yaparak sürdürülebilir, çevreye ve insana saygılı ve verimli bir üretim tesisine sahip olmayı hedefliyoruz. Ayrıca, Endüstri 4.0 ile paralel gelişen yapay zeka teknolojisi, OnkoKoçsel'in gelecekte yapacağı stratejik yatırımlarda belirleyici bir rol oynayacaktır. Endüstri 4.0 kapsamında yapay zeka kullanan makinalarla yapılacak üretimler, Onko Koçsel'in ürün kalitesinin en üst düzeyde şekillendiği ve uluslararası piyasalarda rekabetçi bir oyuncu olarak rol aldığı bir konuma gelmesini sağlayacaktır. Onko Koçsel olarak bulut teknolojisini üretim tesislerimizdeki HVAC (Heating Ventilaion and Air Conditioning) sistemlerimizde uygulamaya başladığımızı gururla belirtebilirim. Üretimin kalbi sayılabilecek kadar önemli olan HVAC sistemlerini buluta taşıyarak hem yeni teknolojilere olan inancımızı hem de kendimize olan güvenimizi gösterdik. Yaklaşık 14.000 ayrı noktadan izleme ve kontrol yapabilen entegre bir sistem olan HVAC sistemini buluta taşıyarak, izleme, kontrol ve problem çözme süreçlerini daha etkin hale getirdik.

Tesisinde enerji verimliliğini sağlamak adına ne tür proje ve yatırımlar yapıyor, hangi sistem ve teknolojileri kullanıyorsunuz? Kendi enerjinizi üretiyor musunuz yada bu yönde bir plan/projeniz var mı?

Üretim tesislerimizi dizayn aşamasında maksimum enerji verimliliğine sahip olmaları için tasarladık ve buna göre inşa ettik. Tercih ettiğimiz üretim makinaları ve sistemlerini de aynı amaçla bu alanda dünya çapında bilinirliği olan Almanya menşeili Gröninger gibi firmalardan temin ettik. 2018 yılında 1 adet projeyi hayata geçirdik. Endüstriyel buharın iş yaparak yoğuşması sonrasında açığa çıkan kondens, 8 bar basınçtan atmosfer basıncına düşünce kondensin belli bir miktarı buharlaşır. Burada açığa çıkan enerjiyi kullanarak, sıcak su elde ediyoruz.

Proje aşamasında olan çalışmalarımız ise;

1. Solarwall isimli uygulama ile kış aylarında güneş enerjisiyle mahalleri ısıtmak.

2. Bahar ve kış aylarında, chiller yerine soğutma kulesi çalıştırarak elektrik tasarrufu sağlamak.

3. Yüksek verimli su soğutmalı chiller kullanarak, elektrik tasarrufu sağlamak.

4. Kojenerasyon sistemiyle elektrik üretirken, buhar ve sıcak su da üretmek.

5. Havalandırma sistemlerine isi geri kazanım üniteleri kurarak dışarı atılan egzoz ile gelen taze havayı koşullandırmak.

İlaçta üretimin yerlileştirilmesi projesi ve hedeflerini değerlendirir misiniz?

İlaçta üretimin yerlileştirilmesini iki farklı bakış açısıyla bütüncül ve tamamlayıcı bir şekilde değerlendiriyoruz.

Kısa ve orta vadede;

Yerli ilaç üretimini arttırmak için Türkiye'nin en çok ithal ettiği yüksek maliyetli ilaçların yerli imkânlarla üretilmesi için büyük bir adım atıldı. Ülkemizin 2023 yılı ana hedefleri arasında sağlık alanında özellikle yüzde yüz yerli ilaçların sentezi, tasarımı ve bunların bulunmasına yönelik yoğun bir çalışma ile proje teşvikleri devam etmektedir. Buradaki dışa bağımlılığımız hem kullanıma hazır bitmiş ürünlerin ithalatından hem de ülkemizde üretilen bitmiş ürünlerde kullanılan etken maddelerin ve yardımcı maddelerin büyük bir kısmının ithal edilmesinden kaynaklanmaktadır. Ülke olarak ilaçta tam bağımsızlık hedeflediğimize göre hem bitmiş ürünlerin hem de bunların üretiminde kullanılan girdilerin

yerelleştirilmesini hedeflemeliyiz. Türkiye, onkoloji ürünleri açısından ne yazık ki dışa bağımlı denebilecek kadar fazla ithalata sahiptir. Ülkemizin bu alanda güçlenerek hem yurt içine yetecek düzeyde ürün üretebilmeye hem de ihracata destek vermeye yönelik inancına dayalı yaptığımız güçlü yatırım sayesinde 2014 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından onkoloji alanında yatırım teşvik ödülüne layık görüldük. Biz OnkoKoçsel olarak bu alanda çalışmalar yapıyoruz. Bu anlamda ilaç sektöründeki en yüksek teşviki almış bulunmaktayız. İlaç sektöründe bizim haricimizde bu teşviki alabilen başka bir firma bulunmamaktadır. Buna rağmen bu teşviklerin yeterli olmadığını düşünmekteyiz. Çünkü önce yatırım yapıyorsunuz, bu yatırımı yaptıktan sonra teşvik anlamında size katkı sağlanıyor. Aslında olması gereken, sizin o yatırımı yapmadan önce o teşvikten yararlanmanızdır. Siz yatırımı yaptıktan, riskleri göze aldıktan sonra alınan teşvik yeterli olmamaktadır. Ana amacımız: Türkiye'de çoğunlukla teknolojik ve bilimsel yetersizlik nedeniyle, kısıtlı sayıda veya hiç üretimi yapılamayan, hayati önemi olan hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların üretimini yapmaktır. Bu sayede Türkiye'de ihracat-ithalat arasındaki büyük açığı, özellikle ilaç sektöründe, kapatmayı ve uzun vadede OnkoKoçsel olarak net ihracatçı olmayı hedefliyoruz. Ülkemizdeki ilaç pazarına ithal-imal ilaçlar açısından bakılacak olursa bu alandaki eksikliğimizin farkına daha iyi varabiliriz. 2018 yılında ithal ürünler 0,38 milyar kutu satışı ile 16,03 milyar TL ciro yapmıştır. Aynı yıl imal ürünler 1,92 milyar kutu satışı ile 14,91 milyar TL ciro yapmıştır. Onkolojinin 2018 yılında %12,8 pazar payıyla en yüksek paya sahip olan tedavi grubu olduğu ve onkoloji ilaçlarının yaklaşık %80'inin ithal olarak getirildiği düşünülürse bu alandaki yerlileştirme çalışmalarının Ülkemize sağlayabileceği sosyoekonomik faydaların ne kadar büyük olabileceğini görebiliriz.

Uzun vadede;

- İlaç sektörüne global olarak baktığımız zaman, özellikle insanların ortalama yaşam sürelerinin uzaması, teşhis ve tedaviye erişimin artması ve kolaylaşması ve ilaçlara erişimin de artmasıyla birlikte ilaç tüketimi ve buna bağlı olarak ilaç üretimi sürekli olarak artış göstermektedir. Özellikle yeni tanı yöntemlerinin geliştirilmesi, yeni hastalıkların ortaya çıkması ve kanser ya da benzeri hastalıkların tedavisinde kullanılabilen yeni moleküllerin ve tedavi yöntemlerinin bulunması çok önemlidir. Bizim ülke ve yerli ilaç sektörü olarak uzun vadedeki hedefimizin orijinal kimyasal ya da biyolojik moleküller veya yeni tedavi yöntemleri, kişiselleştirilmiş gen tedavileri gibi, keşfederek bunları sağlık sektörünün hizmetine sunmak olmalıdır. Böyle bir başarı hem Ülkemize ciddi ekonomik katkı sağlayacaktır hem de uluslararası bilim arenasında Ülkemizin saygınlığını artıracaktır. Ancak yurtdışına baktığınızda rakiplerimizle aynı şartlarda rekabet edemiyoruz. O ülkeler bize göre yatırımcılarına daha fazla destek vermektedir. Bu tür yatırımlar tek bir ilaç firmasının tek başına başa çıkabileceği bir yatırım türü değildir. Devletimizin ilaç sektörünün ihtiyaç ve hedeflerine göre sektörel teşvikler vererek ilaç firmalarını Ülkemizde böyle yatırımlar yapmaya teşvik etmesini bekliyoruz. 

 

 


Would you like to hear from us?

Subscribe to our e- bulletin to receive news regarding recent developments
about oncology and Onko.