Cari Açığa En Büyük İlaç



EŞDEĞER üretimden, yüzde yüz yerli ilaç üretimine geçiş için stratejiler geliştiren Sağlık Bakanlığı, son dönemde yerli ilaç şirketleri ile de işbirliklerini güçlendiriyor. Bu şirketlerden biri olan ve 32 yıldır sektörde yerli kanser ilaçları üreten Onko Koçsel de bu alanda yatırımlarına hız verdi. 2010 yılında 110 milyon Euro'luk bir yatırımla, yeni bir ilke imza atarak Türkiye'de ilk ve tek olan yüksek aktiviteli ürünler için ileri teknoloji farmasötik üretim tesisinin temellerini atan şirket, bu gün birçok ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Gebze OSB'de üretim yapan şirket 500 kişiye de istihdam sağlıyor. Geçtiğimiz yıl 100'den fazla ülkeye 1 milyar dolarlık ihracat yaparak rekor kıran şirketin gelecek hedeflerini, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdür Tuğçe Koç ile konuştuk. Koç, gerçekleştirdikleri üretimin Türkiye ekonomisine ve ilaç sektörüne büyük katkı sağladığını belirterek “Bugün Türkiye'nin ihraç ürünlerinin kilogram başına ortalama değeri 1.5 dolar civarında, ilacın ise 25 dolar. Onkoloji ilaçlarının değeri ise bu tutarın çok daha üzerinde. Türkiye'de üretilen ve ihraç edilen her ilaç cari açığın azaltılması için de çok önemli” diyor.

-30 yıldan fazladır ilaç sektöründesiniz, bize biraz şirketiniz hakkında bilgi verir misiniz?

Onko İlaç olarak 1987 yılında insan kanından üretilen ilaçları ilk kez Türkiye'ye getirerek ilaç sektörüne adım attı. 1995 yılında ise Koçsel İlaç kardeş şirket olarak gruba katıldı. Onko ve Koçsel İlaçları, halen yönetim kurulu başkanlığını yürüten İrfan Koç tarafından yüzde 100 Türk sermayeli şirketler olarak kurulmuş ve işleyişine devam etmektedir. İkinci jenerasyon olarak ben ve kardeşim Tuğba Koç yurt dışında eğitimlerimizi tamamladıktan sonra, 12 yıl önce ülkemize geri dönerek şirkette yerimizi aldık. 2010 yılında 110 milyon Euro'luk bir yatırımla, yeni bir ilke imza atarak Türkiye'de ilk ve tek olan yüksek aktiviteli ürünler için ileri teknoloji farmasötik üretim tesisinin temellerini atık. 2014 ve 2015 yıllarında sırasıyla faaliyete geçen ve Gebze OSB içerisinde yer alan 29 bin m2'lik üretim alanı iki farklı bloktan oluşuyor. Bu alanda özellikle Onkoloji, Hematoloji, Radyoloji, Fizik Tedavi, Dermatoloji ve Nöroloji alanlarına yönelik ilaçlar üretiyoruz.

-Kanser ilaçları üretimi konusunda uzman olduğunuz görülüyor? Neden bu alanı tercih ettiniz?

Ne yazik ki en zor ve maliyeti en yüksek ilaçlar onkoloji alanındaki ilaçlardır. Bu sebepten dolayı ülkemiz onkoloji ilaçlarında yüksek oranda dışa bağımlı olmuş. Biz üretime karar verdiğimizde gördük ki onkoloji ilaçlarının yüzde 96’sı ülkemize yurt dışından sağlanıyor, sadece yüzde 4’ü yerli üretiliyor. Biz bu oranı düşürerek onkolojide dışa bağımlılığımızı azaltmak için yola çıktık, ülkemize hizmet inancı ile bu işe girdik. Kurduğumuz fabrika dünya standartlarında ve her ürünü rahatlıkla üretebilecek bir alt yapıya sahip. Dünya ilaç sektörü ön görülerine bakıldığında son 5 yıl içerisinde en çok büyüyecek sektör olarak da onkoloji alanı görülüyor. Bu alanda hedefimiz ülkemizi dışa bağımlı olmaktan kurtarmak ve Türk onkoloji ilaçlarını Dünya ülkelerine ihraç etmek.

-Bakanlığın da son dönemde gündeminde olan yerli ilaç üretimi sizin de gündeminizde anladığımız kadarıyla. Peki bu çalışmalar ne aşamada?

2012 yılında Ar-Ge çalışmalarımızı başlattık. 2015 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylı bir merkez kurduk ve araştırma geliştirme çalışmalarına çok ciddi yatırım yapıyoruz. Ayrıca, Ar-Ge merkezimizi kurmadan önce ithal ilaç ruhsat sayımız yüzde 100’e yakınken, 2019 yılı itibariyle portföyümüzün yüzde 55’ini yerelleştirmeyi başardık.

-Peki, sektörü konuşacak olursak 2019 yılı nasıl bir yıl oldu? Sektörünüz açısından en önemli gelişmeler nelerdi?

2018 yılında dünya genelinde ilaç sanayine yönelik harcamalar 1 trilyon dolar üzeri seviyesinde gerçekleşmişti. 2019 yıl sonu itibariyle yaklaşık 1.3 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Türkiye İlaç pazarı, 2019 yılında da mevcut büyüme eğilimi göstermiştir. Kamu politikalarına ve ithalat/ihracat dengesine duyarlı bir mekanizmaya sahip olan ilaç sektörü 2019 yılında da gelişmelerin odağında olmuştur. Özellikle onkoloji ilaçları alanındaki büyüme hız kesmeden devam etmiş, bu alanı antibiyotikler takip etmiştir. Bilim, teknoloji ve sanayi kollarındaki gelişmeler ilaç sektörüne de olumlu yansımıştır ve sürdürülebilir ilerleme kaydedilmiştir.

95 ruhsatlı ürünümüz bulunuyor

-Bu yılı nasıl geçirdiniz? Sizden ciro ve ihracat rakamlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?

Bugün 42 ithal, 53 imal olmak üzere toplam 95 adet ruhsatlı ürünümüz bulunuyor. 2023 yılında ise 200 adet ruhsatlı ürüne ulaşma hedefimiz var. Geçen yıl ciromuz 232 milyon TL’ydi. Onko Koçsel olarak geçen yıla göre bu yıl yüzde 70 bir büyüme gerçekleştirerek yılı 400 milyon TL ciro ile kapatmayı öngörüyoruz. 2018 yılında ihracata yöneldik ve bugün Avrupa dahil pek çok ülkeye ihracat yapıyoruz. Ayrıca Kenya, Pakistan, Romanya, Afrika ve Ortadoğu ülkelerine de ihracat için başvurularımızı yaptık, kasım ayı itibariyle Pakistan ve Romanya’ya 2.1 milyon TL’lik ilk ihracatımızı gerçekleştirdik. 2020 ihracat hedefimiz ise 100 milyon TL. Ayrıca, üretim hatlarımızda bazı kapasite artışları, revizyonlar da yapmaya devam edeceğiz.

-Sektörün 2020 yılı beklentileri hakkında değerlendirmeniz nedir?

2019 yılında yerli firmalara verilen destek, ihracatın hız kazanması ve biyobenzer ilaç kullanımının artması devam etmiştir. Devlet destekli sağlık turizmi imkanlarının da artması sektörel büyümeyi artırmıştır. Son yıllardaki trende paralel şekilde onkoloji ve kan ürünlerinin tüketiminin artığını, antibiyotik pazarının gelişmeye devam ettiğini gözlemliyoruz. Buna karşın, kişi başı antibiyotik tüketiminde halen Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada olduğumuzu belirtmekte fayda var. Türkiye’nin “Uluslararası İlaç Denetim Birliği’ne üye olması Türkiye’de üretilen ilaçların kalitesi ve güvenliğinin tescil edilmesi ve sektörün dünya pazarına açılmasını destekleyen bir gelişme olmuştur. Hızlı nüfus artışı, ortalama yaşam süresinde artış, değişen demografik yapı sektörün büyüme trendini 2020’de de devam ettireceğini gösteriyor. Global bazda bir değişim içindeyiz ve “bilinçli tüketici” hastalık için erken teşhis ve üretim tabanlı değer kazanma kavramlarını daha sık duymayı bekliyoruz.


Would you like to hear from us?

Subscribe to our e- bulletin to receive news regarding recent developments
about oncology and Onko.